|
ETKİNLİK ADI
|
Şükür ve kanaat
|
|
DEĞER ADI
|
Şükür ve
kanaat
|
|
KAZANIM
|
Kanaat ve
şükrün ne olduğunu bilir
Kanaat ve şükrü kendi cümleleriyle ifade eder.
Kanaat ve şükre örnekler verir.
Kanaatkâr olmayı ve şükretmeyi takdir eder.
|
|
SEVİYE
|
8-14yaş (görüşünüzü bekliyorum)
|
|
ETKİNLİK TÜRÜ
|
|
|
UYGULANDIĞI YER
|
Sınıf-grup
|
|
OTURMA DÜZENİ
|
Sınıf
düzeni-(grup için daire )
|
|
KİŞİ SAYISI
|
Sınıf
uygulaması için 30 (grup oturumu için 12)
|
|
SÜRE
|
50 dk
|
|
ARAÇ GEREÇ
|
4
iskemle(sandalye) veya sıra
|
|
DESTEKLEYİCİ ETKİNLİK
|
|
|
HAZIRLAYAN
| M.T. |
|
ANAHTAR KELİMELER
|
Kanaat, şükür, hırs
|
|
UYGULAMA BASAMAKLARI
DİKKAT ÇEKME:
Öğretmen(grup lideri) içeri girer öğrencileri selamlar. “Kanaat bitmez
tükenmez bir hazinedir.” ve “Kanaat, ticaretli bir şükrandır; hırs,
hasaretli bir küfrandır.” sözlerini tahtaya yazar.
HEDEFTEN
HABERDAR ETME: Öğretmen(grup lideri)içeri girer ve selam verir. Ardından “Çocuklar
(arkadaşlar)! Bu gün kanaat ve şükrün hayatımızda ne kadar ehemmiyetli bir
esas olduğunu ve kanaat ve şükrün bize neler kazandıracağı mevzusu üzerinde
duracağız.”der.
ETKİNLİK METNİ Ehl-i kanaat ile
ehl-i hırs, iki şahsa benzer ki; büyük bir zâtın divanhanesine giriyorlar.
Birisi kalbinden der: "Beni yalnız kabul etsin, dışarıdaki soğuktan
kurtulsam bana kâfidir. En aşağıdaki iskemleyi de bana verseler,
lütuftur." İkinci adam güya bir hakkı varmış gibi ve herkes ona hürmet
etmeye mecbur imiş gibi mağrurane der ki: "Bana en yukarı iskemleyi
vermeli." O hırs ile girer, gözünü yukarı mevkilere diker, onlara gitmek
ister. Fakat divanhane sahibi onu geri döndürüp aşağı oturtur. Ona teşekkür
lâzımken, teşekküre bedel kalbinden kızıyor. Teşekkür değil, bilakis hane
sahibini tenkid ediyor. Hane sahibi de ondan istiskal ediyor. Birinci adam
mütevaziane giriyor; en aşağıdaki iskemleye oturmak istiyor. Onun o
kanaati, divanhane sahibinin hoşuna gidiyor. "Daha yukarı iskemleye
buyurun" der. O da gittikçe teşekküratını ziyadeleştirir, memnuniyeti
tezayüd eder.
ETKİNLİĞİN YAPILANDIRILMASI: Öğretmen(grup lideri) öğrencilere kanaat ve şükür ile ilgili
neler bildiklerini sorar ve söz hakkı vererek fikirlerini alır. Yukarıda
verilen etkinlik metnini okur Şimdi okuduğum metne göre bir drama çalışması yapacağız
der ve ardından sınıftan 1 öğrenciye divanhane sahibi(ev sahibi), iki öğrenciye de dışarıda soğukta kalmış,
üşümüş rolünü verir. Rollerini anlatır. Bunlardan biri kanaatkâr, diğeri
kanaatsiz adam rolünü alır ve divanhane sahibi( ev sahibi) evin başköşesini
temsilen öğretmen masasına oturur. Kapının girişine 2 sandalye, öğretmen
masasına yakın 1 sandalye ve kapı ile öğretmen masası arasına 1 sandalye
konur. Ardından 2 öğrenci dışarı çıkar soğukta kalmış, üşümüş rolü yaparlar.
Öncelikle kanaatsiz, hırslı rolünde olan öğrenci içeri girer ve başköşedeki
sandalyeye gözünü diker oraya oturmaya çalışır. Divanhane sahibi( ev sahibi) de bundan
hoşlanmaz hoşnutsuzluğunu belli eder ve onu en aşağı iskemleye oturtur(buyur
eder). Kanaatsiz, hırslı olan öğrenci ona teşekkür etmemekle beraber içinden
kızar ve bunu tavırlarıyla ifade eder. Ardından diğer kanaatkâr rolündeki
öğrenci girer ve kapının girişindeki sandalyeye mütevazı bir şekilde oturur. Divanhane
sahibi( ev sahibi) bu durumdan hoşlanır ve onu daha yukarıdaki iskemleye
davet eder. O da teşekkürünü ziyadeleştirir. En son öğretmen masasının
yanındaki iskemleye davet eder. O da her defasında daha fazla teşekkür eder.
Drama bittikten sonra kanaat ve şükür ile drama
arasında nasıl bir bağlantı olduğu sorulur. Söz hakkı vererek cevapları
dinlenir. Ardından öğretmen(grup lideri) aşağıdaki metinleri okur ve
öğrencilerle beraber metinleri analiz ederler.
İşte dünya bir divanhane-i Rahman'dır. Zemin
yüzü, bir sofra-yı rahmettir. Derecat-ı erzak ve meratib-i nimet dahi,
iskemleler hükmündedir.
Mektubat
( 272 )
Evet
mevcudatın hiçbir cihette Vâcib-ül Vücud'a karşı hakları yoktur ve hak dava
edemezler; belki hakları, daima şükür ve hamd ile, verdiği vücud
mertebelerinin hakkını eda etmektir. Çünki verilen bütün vücud mertebeleri
vukuattır, birer illet ister. Fakat verilmeyen mertebeler imkânattır. İmkânat
ise ademdir, hem nihayetsizdir. Ademler ise, illet istemezler. Nihayetsize
illet olamaz. Meselâ madenler diyemezler: "Niçin nebatî olmadık?"
Şekva edemezler; belki vücud-u madenîye mazhar oldukları için hakları
Fâtırına şükrandır. Nebatat niçin hayvan olmadım deyip şekva edemez, belki
vücud ile beraber hayata mazhar olduğu için hakkı şükrandır. Hayvan ise niçin
insan olmadım diye şikayet edemez, belki hayat ve vücud ile beraber kıymetdar
bir ruh cevheri ona verildiği için, onun üstündeki hakkı, şükrandır. Ve
hâkeza kıyas et.
Ey insan-ı müştekî! Sen madum
kalmadın, vücud nimetini giydin, hayatı tattın, camid kalmadın, hayvan
olmadın, İslâmiyet nimetini buldun, dalalette kalmadın, sıhhat ve selâmet
nimetini gördün ve hâkeza...
Ey nankör! Daha sen nerede hak
kazanıyorsun ki, Cenab-ı Hakk'ın sana verdiği mahz-ı nimet olan vücud
mertebelerine mukabil şükretmeyerek; imkânat ve ademiyat nev'inde ve senin
eline geçmediği ve sen lâyık olmadığın yüksek nimetlerin sana verilmediğinden
bâtıl bir hırsla Cenab-ı Hak'tan şekva ediyorsun ve küfran-ı nimet ediyorsun?
Acaba bir adam; minare başına çıkmak gibi âlî derecatlı bir mertebeye çıksın,
büyük makam bulsun, her basamakta büyük bir nimet görsün; o nimetleri verene
şükretmesin ve desin: "Niçin o minareden daha yükseğine çıkamadım"
diye şekva ederek ağlayıp sızlasın. Ne kadar haksızlık eder ve ne kadar
küfran-ı nimete düşer, ne kadar büyük divanelik eder, divaneler dahi anlar.
Ey kanaatsız hırslı ve iktisadsız
israflı ve haksız şekvalı gafil insan! Kat'iyyen bil ki: Kanaat, ticaretli
bir şükrandır; hırs, hasaretli bir küfrandır. Ve iktisad, nimete güzel ve
menfaatli bir ihtiramdır. İsraf ise, nimete çirkin ve zararlı bir
istihfaftır. Eğer aklın varsa, kanaata alış ve rızaya çalış. Tahammül
etmezsen "Ya Sabûr" de ve sabır iste; hakkına razı ol, teşekki
etme. Kimden kime şekva ettiğini bil, sus. Her halde şekva etmek istersen;
nefsini Cenab-ı Hakk'a şekva et, çünki kusur ondadır.
Mektubat
( 286 )
|
|
|
DEĞERLENDİRME:
Öğretmen(grup lideri) öğrencilere söz
hakkı vererek aşağıdaki soruları onlara yöneltir. Mevzuyu toparlar.
Öğrencilere anlamadıkları, sormak istedikleri bir şey olup olmadığını sorar.
Soru varsa cevaplar ve dersi-oturumu bitirir.
NELER ÖĞRENDİK?
NELER DÜŞÜNDÜK?
NELER HİSSETTİK?
|
|
KANAAT VE ŞÜKÜR
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder